Perşembe, Mayıs 28

98-99 sezonuna ait çok gereksiz bilgiler


* 1998-99 sezonunun kahramanı Elvir Balic'ti belki ama sezon başı gelen ve birkaç maç sonra gönderilen Sergio Nerves'i kimse unutamadı. Aynı Elvir Balic'in 4-3 biten Gaziantepspor maçının devre arasında stadı terkettiği taksi kaza yapmıştı. Bu maç 00-01 sezonunda olmuştu ama olsun...
* Hattrick yaptığı zaman Moldo-van-two-three gibi gerzek gazete başlıklarının atılmasına sebebiyet veren Viorel Moldovan o sezonun başında transfer edildi ve gönüllerde taht kurdu.
* Dino Baggio ve Fabio Cannavaro'nun kırmızı kart görüp 9 kişi kaldığı maçta o zamanlar dünyanın en iyi takımlarından biri olan Parma mağlup edildi. Rövanşta Saffet Akbaş'ı durduramamıştık. Ayrıca bu turdan önceki Göteborg maçında spiker İlker Yasin Balic'le "sağ ayağınla vurur musun, vurursun, vurdu gol!" tadında sohbete girmişti. Sevda Demirel de maçtan sonra gol sevinci sırasında tribünde taciz edildiğini iddia etmişti.
* Madem sizde Vedat var, bu tarafta da ben varım diyerek kırmızı kart + penaltı ile Kadıköy'de son kez berabere biten bir lig maçına sebebiyet veren Erol Bulut da bu sezonun önemli figürlerindendi.
* 9 maçlık galibiyet serisi vardı bir de. Samsun'lu kasap Vural'ın Metin'in ayağını kırması ile bozulan ayarlar düzeltilemedi bir daha. Metin'in gözyaşları hala aklımda... O maç 1-1 bitmişti. Bir sonraki Samsun deplasmanı Rüştü'nün dövüldüğü haftaiçini takip eden haftasonuydu. Bir sonraki Samsun deplasmanında ise şampiyonluk gelmişti.
* Forma reklamı Rifle idi, uzun kollusundan olmak üzere bir adedi de halen dolabımdadır.
* Yıldızı parlayan isimlerden biri de John Leshiba Moshoeu idi. O gerçi AHA'nın Çilibom klibine Ayşe'yi tavlayarak klasını konuşturmuştu ancak gerek 6-0 biten Adanaspor maçında gerekse de 3-2 kaybedilen (Şifo'nun son dakikalardaki nizami golü, Rüştü'nün ofsayt diye duraklaması) Beşiktaş maçnda uzaklardan attığı enfes gollerle kaldı aklımda.
* Portekizli Manuel Dimas... Güzel adamdı. Mustafa Doğan'ın İstanbulspor'lu Güven'in ayağını kırdığı maçta uzaklardan harika bir gole imzasını koymuştu ama onunla ilgili asıl hatırlanması gereken detay, transferini bitirmek üzere İtalya'ya giden Gürbüz Refioğlu'nun otel lobisinde uyumasıdır. Orada değildim, dönemin spor gazetelerinin yalancısıyım. Hem Gürbüz Refioğlu Odin ve Odinhan gibi efsanelerin de sahibidir.
* Bir önceki sene Avni Aker'den atılan ufak bir taşla Otto Baric'in yumuşak doku travması geçirdiği ve Fenerbahçe'nin haksız bulunduğu maç ile ilgili olarak kulüp bir sonraki sezonun Türkiye Kupası müsabakalarından men edilmişti. Dolayısıyla Löw'lü Fenerbahçe hiç Türkiye Kupası maçı yapmadı.
* O sezon bizi üzen en büyük olay kuşkusuz ligin sonlarına doğru Uche'nin ayağının kırılmasıydı. Aslında olaylar Rüştü'nün evde falçata ile elini kesmesi (eşi Işıl'ı kıskanıp cama yumruk attığı söylenir) ve maça bundan 8 yıl sonra sakat ayağıyla Antalya maçında Beşiktaş'ı şampiyonluk yarışına ortak edecek Murat Şahin'in çıkması ile başladı. Derken maçın başında Högh boş kaleye giden topu gereksiz yere elle çıkarıp, hem penaltıya hem de kırmızı karta sebebiyet vermişti. Beşiktaş'ın diğer golünü Ayhan Akman atmıştı. Maçı 2-1 kaybetmiştik. Diğer gol Erol Bulut'tan gelmişti. İyi futbol oynayan Löw Fenerbahçesi spor gazetesi deyimiyle derbi fakiriydi. Ama gerek Aragones'li gerekse de Turan Sofuoğlu ile geçen yarım sezondan biliyoruz ki, derbi kazanmak ligi kazanmak anlamına gelmiyor.
***
Eksiğimiz gediğimiz vardır muhakkak, aklıma geleni yazdım sadece. Fotoda gol sevinci yaşayan isimlerden biri olan Sergen ile ilgili hatırladıklarım daha çok Zeman'lı kanser sezonuna ait. Şampiyonlar Ligi'ne gitme şansını yitirdiğimiz 1-1 biten Kocaeli maçında Sadık İlhan tarafından kırmızı kartla atılması aklımda kalan tek detay.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

hocam çok güzel yazmışsın eline sağlık. ben uche ile Høgh ün klasik gol sevinci fotoğrafını arıyordum denk geldim buraya, okunası..