Daha güzel (bunun neresi güzel olursa artık) fotoğraflar da var ama koymaya içim elvermedi. Sonuçta aylar sonra bu yazıları tekrar okuyacak benım ve karşıma öyle karelerin çıkmasını istemiyorum.
Selimpaşa benim çocukken yazları geçirdiğim yer. En son 2001'de gitmiştim. Bir daha gitmedim, oradan kimseyi görmedim. En son askerden dönerken önünden geçmiştim. Sapasağlam duruyor diye bir rahatlamıştım. Artık o sağlamlık yok sanırım.
Gittiğim sitenin adıydı Denizkent. Yanyana siteler. Haftasonları dolup taşan, hafta içi çocuklara ve kadınlara kalan bir sayfiye yeri. Sporkent, Kıyıkent, Yalıkent, Denizkent, Aykent, Erseven, Yenikent diye giderdi Silivri'ye kadar.
Artık gidemiyor. Artık orası komple Denizkent olmuş. Üzülmemek elde değil. Şu an birçok bölge aynı şeyi yaşıyor ama benim oraya duyduğum hassasiyet daha fazla.
Bisiklete bindiğim sokaklar sular altında. Top oynadığım sahalar garip bir hal almış. Oturduğum evi bile gördüm sanırım. Her yer öyle bir su altında ki, neresi tam olarak neresi anlamak mümkün değil.
1999 depreminde de ordaydım. İyi ki de ordaydım. Oradaki yardımlaşma, kaynaşma bambaşka olmuştu o günlerde. Selde ise durum nasıl bilmiyorum. Kim var, ne yapıyor bilmiyorum. Fakat bazı kırılma anlarında farklı kararlar vermiş olsaydık, şu anda orada olmam çok da mümkün olmayan bir durum değildi. Kış daha gelmedi, ama sert başladı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder