İşe giderken yolda okumak için bir kitap, dergi falan taşırım illa. Ben de okurum yani. Bugün bir nedenden dolayı kitabım yoktu yanımda. Yolcular arasında ise birşeyler okuyan vardı.
Kitap, gazete okuyan insanlar var bu ülkede. Yolda giderken okuyorlar mesela Tahminen metrobüsteki kalabalığın büyük kısmını "avam" bulan bir kitle de var bunun arasında. Kendilerini kültürlü gören, bilen bu grup, ülke standartlarının üzerinde olduklarına inanıyorlar dır muhakkak.
Metrobüsle gidiyoruz. Boğazın üzerinden geçiyoruz. Senede üzerinden 1000 defa da geçsen bakmaya doyamayacağın bir güzellik. Bütün dünyanın hayran olduğu bir manzara. O okunulan kitapların yazarları iki kelimeyi bir araya getirebilmek için o boğaza bakmış mesela.
Fakat bu insanlar, köprünün üzerinden geçerken, dünyadaki birçok insana nasip olmayacak bir şekilde iki kıtanın tam üstünden geçerken, başlarını kaldırıp bakmıyorlar oraya. Hayret ediyorum. Boğazın üzerinden geçmenin verdiği hazzın aynısını hangi edebi cümle verebilir ki?
Bu sadece bugün gözlemlediğim bir durum değil. Ama bugün iyice farkına vardım. Kitapların içine boğulmuş insanlar. Birşeyleri kavramaya, anlamaya çalışıyorlar ama herşeyi çözseler de ne bu memleketi, ne de bu memleketin insanını anlayabiliyorlar. Ondan sonra kendi siyasi görüşleri dışındaki partiler oy rekorları kırınca şaşkınlığa uğruyorlar. Her sabah 5 dakika Boğaz'a baksa anlayacak oysa herşeyi.
1 yorum:
"kültürsüzü anlamak için, kültürsüz olun" çağrısı olmuş... okumadan sadece manzaraya bakmakla sanatçı olunmaz. kaldı ki havuzlu evi olan adam nasıl havuz görünce heyecanlanmıyorsa, günde iki defa köprüden geçen adam da deniz görünce heyecanlanmaz.
bırak okusunlar, zaten sayıları az, hem bak 3. köprüyü yapıyorlar kol gibi, artık daha çok insanımız manzara görebilicek sayelerinde, değme kitap okuyan insanıma...
Yorum Gönder