Aslında iki maç içinde oynanan futbol birbirinden apayrı. Dün Beşiktaş'ın oynadığı savunma futbolunu oynayamamıştık o gün. Biraz Allah korumuştu açıkçası. Gerçi o maç Manchester United'ın kazanmak zorunda olduğu bir maçtı. O yüzden ciddi yüklenmişler ve oldukça yıpratmışlardı bizi. Dün ise Beşiktaş zaten iyi olan savunmasına oyunun bazı bölümlerinde bu sezon bugüne kadar bence hiç yapamadığı topu tutma, ayağa oynama özelliklerini de az da olsa sergiledi. Ve Mancester United'a fazla pozisyon vermeden tamamladı maçı. Beşiktaşlılar'ın içinde eminim buruk bir sevinç vardır. Deplasmanda kaybedilen CSKA maçı, içeride kaybedilen Wolfsburg maçı bugün belki daha çok can yakıyordur. Maçın ikinci yarısını seyrettiğim için genel olarak bir yorum yapamayacağım, zaten böyle bir maçtan sonra yorum mu olur? Old Trafford'da kazanıyorsun, ötesi yok. Evra'nın kendini bıraktığı pozisyona penaltı vermedi diye kenarda çıldıran bir Sir var, neyin tekniği taktiği...
***
Boliç'in golüyle kazandığımız maçtan sonra Lazaroni "aslında iyi oynamadık ama canla başla mücadele ettik" demişti. İyi oynanan maçlarda kazanamamıştı Fenerbahçe. İlk yarılarını 0-0 bitirmeyi başardığı iki maçtan birinde Juventus'a Alen Boksic'in golüyle 1-0, diğerinde ise Beckham ve Cantona'nın golleriyle 2-0 mağlup olmuş, deplasmanda da 1-0 önde olduğu maçta ikinci yarıda Ivanov'un golüne engel olamayınca Rapid Wien'le de 1-1 berabere kalmıştı. Rapid maçı grubun birinci maçıydı. Ve Bolic daha o zamanlardan yavaş yavaş saç baş yoldurmaya başlamış, Ali Şen'in "gol atar atmaz parmağını kaldırıp ben buradayım başkanım diyeceksin" sözleri üzerine dikkat edilirse iki golden sonra da parmağını kaldırıp koşmuştur. Bu gereksiz detayı da verdikten sonra biraz o gün oynanan Manchester United maçını hatırlatalım.
***
Fenerbahçe maça kalede Rüştü, sağda İlker göbekte Uche ve Saffet solda Erol, orta sahada Kemalettin, Tuncay Akgün (Leman çizeri değil Kocaelispor'dan transfer), Okocha, Högh ileride de Bolic ve Kostadinov 11'i ile çıkmıştır. O gün daha defansif bir oyun yapısıyla oynamak gerektiği için Lazaroni göbeğe Saffet'i çekip, Högh'ü zaman zaman Parreira'nın da yaptığı gibi ön liberoya, Kemalettin'in yanına çekmiştir. Högh ayağı düzgün bir adamdı, bir Lugano veya Servet değildi. Manchester United ise Schmeichel, Irwin, May (Bolic, karşısında May, gitti rakibinin üstüne), yolu bir dönem İstanbul'a da düşmüş olan Johnsen, Roy Keane, Kemalettin'in paspasa çevirdiği Nicky Butt, Beckham, Jordi Cruyff, Poborsky ve Cantona ile başlamıştır.
***
78. dakikada Bolic'in golü geldiğinde gerçekten inanamamıştım. Bugün May'in ayağına çarpıp girdiği besbelli olan gol o gün Bolic doksana taktı' ydı. O atakta Fenerbahçe Manchester'ı 3'e 3 yakalamıştı. Bolic'in karşısında May vardı ve Güntekin Onay'ın dediği gibi Bolic rakibinin üstüne gitmişti. Sağında Kostadinov vardı. En dış kulvarda ise oyuna Tuncay Akgün'ün yerine giren Mustafa Doğan vardı ki bir yerde Güntekin Onay da "sağ kanattan destek veren Mustafa da var" diyordu. Mustafa uzunca bir süre elini kaldırmış ve Bolic'ten pas istemişti. Bugün düşünüyorum da iyi ki kendisi vurmuş ya herro ya merro diyip... Maçta unutulmaz bir başka an da golden bir iki dakika sonra, aptallaşan Manchester'ın üstüne cesurca giden Fenerbahçe'nin, çok stoper oldu bir tane top yapan adam koyayım diyen Lazaroni'nin Högh'ün yerine oyuna aldığı Bülent'in soldan ortasına kafayı vuran Kostadinov'un bu topunun direkten dönmesidir. Maç sonu malum. Büyük ve şuursuz bir sevinç. Galatasaraylı abim oldukça üzülmüştü. Yalan yok, hiçbir Avrupa Kupası maçında Galatasaray'ı ya da Beşiktaş'ı desteklemişliğim yoktur. Yemişim ülke puanını... Ama dünkü galibiyete sevinen biri var ki, kendisi şu an askerde... Hem 100. yıl Chelsea'lisi olduğu için sevmez Manchester United'ı ve Rus mafyasına sempati duyar, hem de 100.yıl Beşiktaşlısı olduğu için Beşiktaş'ın mutsuz günlerini daha çok görmüştür. Şafak saydığı bugünlerde üstüste gelen Fenerbahçe ve Manchester galibiyetleri en çok onun için moral oldu. Buradan selamı çakalım ve özlediğimizi belirtelim.
***
Öte yandan grupta kalan iki maçta Högh'ün golüyle 1-0 galip geldiğimiz Rapid Wien maçıyla umutları son maça taşımıştık gruptan çıkabilmek için. Ama hem Manchester'ın Rapid'i yenmesi hem de bizim Juventus'a 2-0 mağlup olmamız nedeniyle gruptan çıkamamıştık...
***
Bu arada akşam akşam Vakıfbank maçını izlerken bugünden beri devam eden diş ağrısı pes dedirtti ve ikinci sette oyundan çıkıp dişçiye gittim. Kanal tedavisi dedi doktor. Randevu pazartesi günü, o gün Ahmet Cömert'te derbi var. Kutay'la maça gitmeye niyetliyim ama durumum maç saatinde belli olur, bakalım. Herkese iyi bayramlar...
2 yorum:
canını sıkma antibiyotik yazdıysa doktorun ve kullanmaya başladıysan, sıkıntın geçmiş olur maç gününe kadar sen de randevuyu erteleyebilirsin bikaç gün.
fenerbahçe tuncay akgün'ü bursaspor'dan transfer etmişti. kocaelispor yazmışsın.
Yorum Gönder