Cumartesi, Kasım 21

Fenerbahçe - Beşiktaş

Maçla ilgili tahminim kısır ve golsüz bir derbi izleyeceğimiz yönünde. 4 senedir kazanıyoruz İnönü'de ama bu her zaman olacak diye birşey yok, beraberlik bence iyi bir sonuç olacaktır. Öte yandan psikolojik faktörler yanımızda. Bu maç belki de Mustafa Denizli'nin son maçı olacak. Düşünsenize dakika, 15 ve Fenerbahçe 0-2 önde... İnönü Stadı'nda o dakikadan sonra oynamak kolay mı? Tabi bunlar hayalden ibaret. Uzun uzun irdelemek yerine, geçmişte oynana derbilere dair bir iki detay paylaşmak istiyorum müsadenizle...
***
İnönü'de Uche'nin son dakikada attğı golü unutamam mesela... Beşiktaş Osvaldo Nartallo ile öne geçmiş, İlker'in ikinci yarının başındaki golüyle skora denge gelmiş, ceza sahası içindeki karambolde Uche asmıştı... Çocukluğumdaki en unutulmaz Beşiktaş maç buydu. Evet 2-2 biten maç da var ama o maçı tartışmalarıyla hatırlıyorum. Ne bileyim misal, Socinzyski (umarım adını doğru yazmışımdır)'nin kaptırdığı topu hatırlamıyorum mesela ilk golde. Karlı bir günde, Parreira'lı sezon İnönü Stadı'nda maçın birinci dakikasında Boliç'in golünü de hatırlatmak lazım. İnönü Stadı'na dair bir iki detay daha aktaralım. Son dakikada Şifo Mehmet'in golüyle 3-2 mağlup olduğumuz maç da çok can yakıcıdır. O maçta gollerimizi Moshoeu (ki inanılmaz bir goldü) ve Dimas atmıştı. Manuel Dimas'ın İstanbulspor'a attığı golle birlikte hatırladığım diğer golü budur. O İstanbulspor maçında Mustafa Doğan'ın genç Güven'in ayağını da kırdığını ekleyelim. Ayrıca Dimas o Beşiktaş maçındaki golünden sonra makinalı tüfekle ateş eder gibi bir gol sevinci yaşamış, tribünleri taramıştı.
***
Rüştü o 3-2 biten maçta son golde elini kaldırmıştı ama her zamanki gibi gol nizamiydi ve mağlup olmuştuk işte. Bu maçın Kadıköy'deki rövanşı da çok can yakıcıydı. Maç öncesinde Rüştü'nün falçata muhabbeti vardı, elini kesen kaptan kimilerine göre eşi Işıl'la kavga ettiği içni camı yumruklamıştı ama gerçek şuydu ki o gün kaleyi Murat Şahin korumuştu. Maçın daha başında Högh kaleye giden topu elle çıkarıp kırmızı kart görmüştü ve 10 kişi kalmıştık. Üstelik pozisyon penaltı ile neticelenmişti. Şifo ve Ayhan'ın gollerine Erol Bulut uzaktan bir golle yanıt vermişti. Maçın unutulmaz anı ise kesinlikle Uche'nin ayağının kırılmasıydı. Post fotosu da o pozisyonu gösteriyor nitekim. Ayağın nasıl yamulduğunu net biçimde görebiliyoruz.
***
1999-2000 sezonunda ise iki maçta da yenmiştik Beşiktaş'ı. Kadıköy'de Boliç ve Moldovan'ın golleriyle 2-1, İnönü'de ise Preko'nun iki gol, Moldovan'ın sezonun en güzel golünü attığı maçta 3-1 mağlup etmiştik ki Markus Münch'ün penaltıyıslya geriye düştüğümüzü de ekleyelim. Moldovan'ın o golü cidden görülmeye değer, o gol atıldığında yaşı küçük olanlar Kezman'ın aşırtmasını ve Anelka'nın İnönü'yü sessizleştirdiği golü hatırlarlar ama hiçbir zaman atik bir futbolcu izlenimi vermeyen Moldovan'ın attığı o gol unutulmazdı. Viorel Moldovan zaten güzel bir adamdı, severiz kendisini... İki yılda 35 gol atmıştı ve neden gönderildiğini anlamam hala...
***
Ertesi yıl Nevio Scala'lı Beşiktaş hem sahada hem de hükmen 3-0 mağlup etmişti Fenerbahçe'yi... Ligin 5. haftasıydı diye hatırlıyorum. O an sahada bulunan altı yabancı ise, Haim Revivo, Milan Rapaic, Kenneth Andersson, Nicola Lazetic, John Leshiba Moshoeu ve Zoran Mirkovic'ti... İnönü'de ki bu maçı da unutulmazlar arasına ekleyelim. Bugün de büyük bir ihtimalle Beşiktaş forması giyecek olan Nihat Kahveci o maçta perdeyi açan isimdi.
***
2001-2002 sezonu Beşiktaş'ın Kadıköy'de Fenerbahçe'nin 24 maç üst üste kazandığı seriyi bozduğu maçtır. Guiaro Ronaldo'nun attığı ilk golün açık bir ofsayt olması bir yana, ilk yarıda Ali Eren'in iki eliyle birden blokladığı bir pozisyon da vardı ceza sahasında. Zoran Mirkovic ve Tümer kırmızı kart görmüşlerdi. O maç için hakeme bahane bulamam, çünkü Andersson ve Oktay ve Serhat üçlüsünün bir araba gol kaçırdığını eklemeliyiz. İnönü'deki rövanş 0-2 bitmiş, golleri Serhat Akın atmıştı. Kadıköy'de atılmayan Ali Eren, İnönü'de Serhat Akın'ın katakullisiyle kırmızı kart görmüştü.
***
Ronaldo'nun iki gol attığı maç aynı zamanda 6 yıllık bir namağlup serinin de başlangıcıydı ki nitekim, yine yağmurlu bir günde Fatih Akyel'in kırmızı kart gördüğü maçta Beşiktaş'a Ahmet Dursun'un golüyle 0-1 mağlup olmuştuk kendi evimizde. İnönü'de de 2-0 biten maçtan sonra hepimizin bildiği gibi Pascal Nouma'nın Türkiye macerası bitmişti.
***
Beşiktaş kah galip gelerek kah berabere bitirerek Kadıköy'de 6 yıl boyunca yenilmedi. Ama Türk futbol tarihine de geçen 3-4'lük maçı kimse unutmadı. Açık söyleyeyim bir Galatasaray maçında öyle bir ilk yarı oynasak ilk yarı en az 4-0 biterdi. Ama Beşiktaş'la oynuyorduk ve soyunma odasına 1-2 mağlup girmiştik. Maçın sonu malum, Koray tezahuratları ve bozuk bir sinirle hayata devam etmek.
***
İnönü Stadı'nda Ümit Özat'ın Guinti'den kaptığı topu da unutamıyorum. Kronolojik olarak yukarıdaki maçtan önceydi atlamışız. Maçı 3-1 kazanıp şampiyonluğu hemen hemen garantilemiştik. Serhat Akın'ın, yine iki gol attığını da belirtelim o maçta. Van Hooijdonk da orta sahada oynamıştı hatta. O hafta içinde otobüste Kemal Belgin'i görmüştüm, bir kaç soru sordum ve yine inanılmaz eleştirilerde bulunmuştu Fenerbahçe'ye. Şimdi burada yazıp da asap bozmayalım. Bir de Fenerbahçe Tristan'ı almalı demişti...
***
2005-2006 sezonuyla birlikte Fenerbahçe'nin İnönü'de ki 4 yıllık serisi de başladı. Bu maçların hemen hemen hepsi yüksek tansiyonlu geçmişti. Hele birinde neredeyse şampiyonluk gidiyordu. Beşiktaş kazansa iki puan öne geçecekken Kezman'ın aşırtmasıyla şampiyonluk yarınlara kalmıştı o gün. Hatırladığım daha binlerce detay var ama hatırlatmak istediklerim bunlar şimdilik. Cidden alakasız detaylar içeren ve uzun bir yazı oldu. Amacım derbi havasına girmekti, çünkü Galatasaray maçlarının heyecanı daha hafta başından başlarken, Beşiktaş maçları için maç günü bile zor konsantre oluyoruz.
***
Tahminime geri döneyim, olaysız, sakin bir maç olacağını ve 0-0 biteceğini düşünüyorum. Guiza'nın ise gol atacağını falan sanmıyorum. Geçen sefer vamos dedik bağrımıza bastık boş kaleye kaçırmıştı, bu sefer bişey demiyoruz ve yeni bir totem deniyoruz Guiza efendiyi hayata döndürmek için. Bakalım tutar mı...

Hiç yorum yok: