Cuma, Ağustos 21

Galatasaray 5-0 L.Tallin


Ne yazsak ki? Neyin ahkamını kessek. Biri çıksa dese niye bu kadar keyiflisiniz, bizden biri çıkar der,"ulan 5 attık işte, niye keyiflenmeyelim." Adam dese bu sefer ulan rakip zayıf, atmazsan ayıp dese. Bu sefer akla Tromso, Bükreş,Helsingborg, L.Moskova maçları gelir.

Yani rakibin zayıflığı bir yere kadar. Artık 3.golden sonra insan onu düşünmüyor. Ya 90 dakika boyunca doldur boşalt oynadığımız Tromso maçları geliyor akla, ya 2-0'dan 3-2 verdiğimiz Hamburg maçları. Ondan sonra şevk artıyor işte. Geleceğe umutla bakıyorsun. Zaten bu anca Tallin'e, Netenya'ya fark attığında olur. Baba takımları yendiğinde umuttan öte sona yaklaşıldığı hissedilir. Onu da yaşadık, onu da biliyoruz.

Hele bir de geçen sezonun en güzel gecesinin en güzel tezahüratını, Taranto maçında söylenen "teker teker geçiyoruz turları"nı söylediğimiz vakitler aldığım haz.. 3 nokta sadece, tarifsiz.

Bu maçı uzun uzun yazmaya gerek yok. Tobol, serüvenin ilk rakibiydi, Nedenya umutların ilk yeşerdiği maçtı. Hepsi güzel maçlardı, anlamlı gecelerdi. Bu maçın öyle bir özelliği yok. Artık daha ileriyi düşünüyoruz. Formalite gecesi oldu, istatistikler değişti. Keita'nın gol sayısı arttı, serbest vuruştan bir gol daha attık, gittiğim 4 maçta 17 gol attık, 1 gol yedik. Bunlardır gecenin olayı. Başka bir numarası yok. Teker teker geçiyoruz turları işte, Estonya gezisinden sonra asıl macera başlıyor.

Tribün ve takım için şunları demek lazım. Netenya maçı en üst noktaydı, Denizlispor maçı ondan biraz kötüydü, dün en durgunuydu. Hem takım hem tribün. Evet dün en durgunuydu. 5-0 yendik ve durgunduk diyoruz. En kötü günümüz böyle olsun.

Hiç yorum yok: