Onun hakkında bildiklerimiz az. Bizim kuşağın zamanının başaktörü değildi. Onunla ilgili hatırladığım ilk kare, bir Compostella maçında Ronaldo'nun attığı efsane gole vediği tepkidir. Spregel'den Zafer ile sürekli muhabbettini yaptığımız bir hareketti. Hakikaten güzel bir goldü.
***
Ama bir futbolseverin görüp görebileceği en güzel gol o değildi haliyle. Bizim hayatımızın ilk dünya kupasında(biz hatırlamasak da) Maradona'nın attığı gol herkesi zevk içinde bırakmıştı. İşte o golün acısını çeken insandır Robson. 20 yıl sonra dünyanın zirvesine çıkma fırsatı eline gelmişti İngiltere'nin. Ve herhalde 66 kadrosundan sonra gelmiş en iyi İngiliz kadrosuydu o. Fakat işte Maradona farkı sonlarını hazırlamıştı. O takımın teknik direktörü Robson'dı. Efsane bir golle ve Tanrı'nın eli ile efsane olma fırsatını(!) kaçırmıştı.
***
Maradona denince akla Pele gelir. Pele'nin zirveye çıktığı dünya kupasıdır 1958. O zamanlar Robson, futbolcudur. Ve İngiltere milli takımında oynar. Yani Pele'nin efsaneliğe adım atışını yerinde, İsveç'te canlı canlı yaşar o sene
***
Yani futbolun tüm gelişimlerinin tanığıdır kendisi. Pele'den, Ronaldo'ya, Bobby Charlton'dan Paul Gascoigne'e kadar, her kuşaktan futbol aktörüyle beraber olmuştur. Çok bilinen bir fotoğrafı vardır. Boş tribünlerin önünden geçer yağmurun altında. Elinde şemsiyesi, ayaklarının altında yeşil saha. 5 kez kanseri yenen güçlü adam, belki de futbol aşkıyla ayakta duruyordu. Yağan yağmur da, boş tribünler de, sallanan beyaz mendiller de ona koymadı.
Ne kadar çok sevildiği ise yukardaki fotoğraflarda belli oluyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder