Cumartesi, Ekim 10

Galatasaray 1-3 Fenerbahçe


Gençliğim gidiyor, saçlarım döküldü, göbekler bağladım. Yıllar geçti hala Fenerbahçe galibiyeti göremedim. Daha önce yazmıştım, en son Necati'nin gol attığı maçta tribündeydim. Ondan sonra iki galibiyet yaşadım tribünde, birinde salondan çıkarıldık İpekçi'de, diğerinde de 3-2 yendik ama kupadan elendik. Futbol, basketbol ve voleybol. Sanırım uğursuzluk bende.

Futbolda yeneriz, Nonda gol atar şampiyon oluruz, ben askerde olurum.

Basketbolda yeneriz 3.000 kişilik salona 4500 kişi girer, benim elimde bilet olur, yine de içeri giremem.

Voleybolda 2-0 geriden gelip 3-2 yeneriz ben olmam, sonraki maça giderim 1-0'dan maç veririz.

Bunların hepsi şaka tabi. Voleybolda yenmek veya yenilmek beni çok etkilemiyor. Salonda izlemesi çok zevksiz olan bir spor. Veya tribün yapmayı engelleyen bir spor, tam bilemiyorum. Tam konsantre olamıyorum hiçbir zaman. Ama salonda olup o eğlenceyi yaşamak güzel oluyor.

Eski İpekçi günlerini hatırlatıyor. Bir pota arkası (pota yok tabi salonda) bizim, diğeri Fenerbahçe'nin. Karşılıklı besteler, karşılıklı el işaretleri, karşılıklı atışmalar. Çok eğlenceli. Arada boku çıksa da. Artık tezahürat sırasını bile ezberledim.

Mesela Fenerliler "milyonlarca" yı söyleyecek, bizimkiler sinirlenecek onlar da söyleyecek. Fenerliler biz söyledikten sonra bizle dalga geçecek, bizimkiler de en sonunda "milyonlarca bizimdir taşakları sizindir" diyecek.

Araya giren koca bir yazdan sonra salonlarda yine böyle buluşmak çok güzeldi. Atışmalar keyifliydi. Maç sonu çoluk çocuk birbirine girmiş olabilir ama onlar da hakikaten çoluk çocuk zaten.

Maça gelirsek. Kendi takımımdaki hiçbir voleybolcuyu tanımıyorum. Zaten voleybola da hakim değilim. Diyecek birşey yok. Ama Fenerbahçe'nin iyi oynadığını söylemek için voleybolu iyi bilmek gerekmiyor.

Dün yoğun bir gece yaşadık. Hal böyle olunca pek fazla uyumadan gittik salona. Salona girene kadar da yorgunluğumuz falan yoktu. Ama salondan çıkınca pestilimiz de çıkmıştı. Burhan Felek adamın ağzına sıçan bir salon. Yaklaşık 2000 kişi vardı. Havalandırma yoktu. Yalnız Burhan Felek'e gelen kızlar, Caferağa kızlarından daha güzel.

Bizim bayan voleybol takımı 3.setin başında salona geldi. Onları da gördük. Yabancı voleybolcularımız (ki onlar da baya güzel) tribünleri görünce şaşırdılar sanırım. Herhalde onlara ilk geldiklerinde "burada voleybola pek ilgi yok" dediler. Bir de gazetelere yanısyan 3 gün önceki açılış vardı. Hal böyle olunca ligin ilk maçında tıka basa bir salonla karşılaşınca şaşırdılar.

Tabi ki voleybol için oldukça yükek bir ilgi vardı. Salonda ve Galatasaray'da görev yapan bazıları da bunu dile getirdi. Ama polislerin ağzından "ben böyle bir şey görmedim" dediğini de duydum. Onlara göre oldukça hararetli bir maç olmuş. İlk maçım olsa ben de inanırdım buna ama İpekçi günlerini yaşayan biri olarak, bunda bir şey yok diyebiliyorum sadece. Güzeldi, hoştu, 2009-2010 sezonu açıldı.

Hiç yorum yok: