Çarşamba, Ekim 21

Kuzeyde Güneyde


Hafta sonu Trabzonspor maçında skor 2-0 olunca Fenerbahçe maçı tezahüratları başlamıştı. Bunu yadırgayanlar da oldu. Akıl ve mantığa pek uygun değil. Ama akıl ve mantığa uygun hareket edilen bir yer değildir tribün. Orası coşkunun ve heyecanın zirve yaptığı yerdir. Her Galatasaraylı için Fenerbahçe maçı önemlidir, Her Fenerbahçeli için de Galatasaray maçı önemlidir.

Galatasaraylılar'ın forumlarda ve bloglarda söylediği bir şey var: ''Bizim için Fenerbahçe maçı önemli değil.'' 10 senedir alınamayan galibiyetin bahanesi değil bu, eskiden de böyleydi. Neden böyle bilmiyorum ama. Fenerbahçe maçını önemsemek vizyonsuzluk olarak düşünülüyor bizim camiada.

Kelimeleri, matematik formülü olarak yazınca doğruluk payı ortaya çıkıyor. Yani düşünce şu. Avrupa başarısı önemli, Fenerbahçe'yi yenmeyelim ama şampiyon olalım. Eyvallah, ben de bu düşüncedeyim. Tek maçlık zaferler günü kurtarır. Gerçi ezeli rakibimiz bizi her sene yenerek sezonu kurtarıyor. Neyse formüle dönelim.

"Avrupa önemli, Fenerbahçe maçı önemsiz. O zaman Fener'e yenilirsek üzülmeyiz, yenersek sevinmeyiz."

Böyle bir düşünce nasıl olur? Yani insan heyecanına nasıl engel olabilir. İşte bu hafta pazar günü Fenerbahçe maçı var. Şimdi bir Galatasaraylı nasıl bu maçı düşünmeyecek. Pazar günü yataktan kalkınca önemli olan Avrupa Kupası diye, acaba Panathinakos'ta eksik cezalı var mı, son maçta ne yapmış diye mi bakacak internete.

Bu haftanın gündemi Fenerbahçe maçı. Avrupa Kupası takvimi bellidir. Onun zamanı geldiğinde onu düşünürüz. Ama şimdi Fenerbahçe işte.

Sen istediğin kadar önemseme Fenerbahçe maçını. Pazartesi günü okulda, işte, sokakta densizin biri "nasıl koyduk oğlum" dediği zaman önemsemek zorunda kalırsın. Bu ülkede milyonlarca Galatasaraylı milyonlarca Fenerbahçeli var. Bu derbi sadece yeşil sahada değil, sadece maç günleri değil, hayatın her alanında karşına çıkıyor. O nedenle bu maç önemli değil demek, hele bu haftada bunu söyleyebilmek beni şaşırtıyor.

Avrupa'da kazanılan başarılar uzun yıllar tazeliğini koruyor. Onlarla gururlanıyoruz. Muhteşem duygular. Yaşayan bilir. Taksim'de gördüğüm Milan taraftarının demem üzerine, sırtını dönüp sinirle çekip gitmesi, Bodrum'daki turistlerin, "b"Galatasaraylıyım"urada Galatasaray forması nereden alabiliriz" diye sorması veya yurtdışına çıkan insanların "Papua Yeni Gine'ye gittim orada üzerinde GS formalı çocuklar vardı." gibi geri dönüşümlerinin olması, Avrupa başarıları için duyulan hazzı daha uzun ve daha güzel kılıyor. Ama bunların yeri ayrıdır.

Galatasaraylı olduğum yaşlarda en yakın arkadaşım, ilk arkadaşım, en eski arkadaşım Fenerbahçeliydi. Yaşımız 4-5 falan. Arsenal-Barcelona bilmezken, Fenerbahçe'yi bilirdim. Hatırladığım ilk Avrupa Kupası maçına kadar 4-5 tane FB derbisi hatırlıyorum. Sokakta top oyanrken Galatasaraylılar bir takımda, Fenerbahçeliler bir takımda oluyordu. Karşımızdaki çocuklar Real Madridli olsaydı her maçta kavga etmezdik. Hayatımdaki ilk büyük hayal kırklığı Tanju'nun bizden onlara geçmesidir.

Ve bu topraklardaki futbol geleneğinde, hatta sosyal hayatta bile bu ayrım vardır. Biz ve onlar. Parçalı ve çubuklu. Bunu inkar edemeyiz. Üstelik bir ligin kalitesini etkileyen şey o ligin derbisidir. Adana, İzmir derbileri gibi derbiler artık yokken, sarılabileceğimiz tek maç, yaşatacağımız tek rekabet GS-FB'dir.

Ve bir klasik. Hatta El Superclassico. River-Boca. O maç da bu hafta. Pazar günü. Bizim maçın 60.dakikası oynanırken başlayacak. Tadını çok alamıyacağız. Şimdi o derbiyi bizim futbolseverlerimiz çok önemseyecek. GS-FB'yi ise yerin dibine koymaktan çekinmiyoruz.

Bu hafta Boca-Tigre maçını izledim. Tribünler baya coşkuluydu 2-0'dan sonra. Son zamanlarda izlediğim en iyi Boca tribünüydü. Şaka yollu "herhalde haftaya River maçı var, takımı Monumental'e uğurluyorlar" dedim. Harbiden de öyleymiş. Acaba o tezahüratlar neydi? Hakikaten derbi içerikli miydi?

Pazar günü aynı saatlerde, dünyanın iki farklı yarımküresinde, iki müthiş rekabet yaşanacak. Program belli, Fener'e yenilirsek o maça döneriz, yenersek Boca, River hiç umurumda olmaz, sokağa çıkıp taşma zamanıdır benim için. Bazıları S.Graz maçını düşünsün ama.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Balıklama dalıyorum bu yazının yazılmasında etkimin var olduğuna inanarak. Fenerbahçe-Galatasaray derbileri çok önemlidir fakat bu aşkla yanıp tutuşmak bana göre vizyonsuzluktur. Fener'i 7-0 yenip de o seneyi 8. bitirmeye razı olacak binlerce kişi var. Ben Fenerbahçe'yi yenersek sevinirim, ama dünyaların benim olması Avrupa'da bir kupa almamızla mümkündür sadece. Tekrar söylüyorum, bu maçlar tabii ki önemli; ama hayati önem taşımaz. Fenerbahçe cephesinde ise benim gibi düşünenler daha az; tüm sene boyunca iki maça odaklananlar daha fazla. Gerçek Fenerli olmanın Galatasaray'a gol atmakla mümkün olduğu bir taraftarlık kültüründe bu açıkça görülüyor. Saygılar...

kutay dedi ki...

buradaki her yazıya istediğin gibi balıklama dalabilirsin..
sana karşı yazılmış bir yazı değil, genelleme yaptım biraz,
yorum için teşekkürler..