Geçen sene bugün, tıpkı bugün gibi gayet güzel ve güneşli bir gündü. Beşiktaşlılar iyi hatırlar. Keza o gün Ertuğrul Sağlam'ın son maçıydı. Hacettepe maçını kazanıp istifa etmişti.
Ben ise sevmediğim, istemediğim işe başlamıştım. İlk günümdü. İstanbul'a geri döneli ise 3 gün olmuş. Bir gün evvel biz de Bursaspor'a yenilmiştik. Yusuf Şimşek, harika oynamıştı, akabinde milli takıma seçilmişti.
Bu sene, bugün. Beşiktaş hala aynı. 1 senede değişen hiçbir şey yok(!). Araya sıkışan sadece 2 kupalı şampiyonluk. Hocanın koltuğu sallanıyor. Kongreye biraz daha yaklaşıldı. Herşey aynı. Hava bile aynı güzellikte.
Biz de bu sefer Bursaspor'a değil, onun kardeşi Ankaragücü'ne yenildik. Maçın yıldızı Ceyhun. Gariptir, o da milli takım girdi bu yaşında, tıpkı Yusuf gibi. Yoksa devre arasında Beşiktaş'a mı?
Skibbe veya Rijkaard ikisine de burası orası değil diyorlar. 1 senede değişen pek yok gibi. Ama Beşiktaş gibi değil. Onların 1 sene arası güzel, bizim kötü. Şimdi ise biz daha umutluyuz. Bu takımdan inadına hala umutluyuz. Sonunun güzel biteceğini biliyoruz, inanıyoruz.
Skibbe veya Rijkaard ikisine de burası orası değil diyorlar. 1 senede değişen pek yok gibi. Ama Beşiktaş gibi değil. Onların 1 sene arası güzel, bizim kötü. Şimdi ise biz daha umutluyuz. Bu takımdan inadına hala umutluyuz. Sonunun güzel biteceğini biliyoruz, inanıyoruz.
Ben ise 1 sene önce felakettim. Millet güneşli havada İnönü'ye girerken ben saçma bir işle uğraşıyordum. Şimdi ise kapalı kombinem cebimde, hayatımı futboldan kazanıyorum. Birazdan ofise çıkacağım, semtte tur atacağım.
Benim kadar iyi değişime uğrayan Ertuğrul Sağlam. Geçen sezon İnönü'de kimse sahip çıkmamıştı ona, şimdi Bursa'da herkes onu konuşuyor. Bizim geçen sene bu hafta puan kaybettiğimiz şehirde.
İstanbul'un kurtuluşu kutlu olsun. Biber gazlarıyla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder