Çarşamba, Ekim 14

Fenerbahçe tercümanları

Ayhan Tumani, yarım yamalak Türkçe'si, güler yüzü ve mülayim görüntüsüyle bir anda sevgimi kazandı açıkçası. Düzgün bir adama benziyor. Murat Kuş için aynı şeyi söyleyemem mesela. Fırıldak bir görüntüsü vardı, işe karışıyormuş gibime geliyordu. Ayhan Tumani'nin ise bir futbol geçmişi var. Baya baya antrenör Fenerbahçe'de.
***
Geçen sene Aragones'in tercümanı silik bir tipti. Halen Guiza'nın söylediklerini bize aktarmaya devam ediyor. Söylediklerini kafasını eğerek, bir masada karşılıklı oturan iki insanın hafif sessizce konuşması gibi söylüyordu, canı sağolsun, Aragones yüzünden pek ısınamadık ona da. Geçen sene 1-2 kazandığımız Trabzonspor maçından sonra o efendi çocuğa "sen ne anlatıyorsun, ben o kadar şey söylemedim" diyerek kalp hırsızlığı yapmasını da unutmadık Aragones'in.
***
Tercüman diyince akla Samet geliyor artık. İtiraf edeyim bu hayatta en özendiğim insanların başında geliyor. Bilmiyorum habire takımla birlikte, bir yerden sonra hayatınızın tamamını işinizin oluşturması ne kadar iyi birşeydir ama sağında Alex, solunda Roberto Carlos, pek de şikayet ettiğini sanmıyorum. Zico'nun tercümanıydı bildiğimiz gibi. Onu ilk gördüğüm zaman tamamen salladığını düşünüyordum ama özgüvenine de saygı duyuyordum. Sanki Samet teknik direktördü, tercüman ise Zico'ydu. Bunu Kutay'la da konuştuk sanırım, Samet heralde biraz ekleme yapıyor. Futbolcuların söylediklerinden başka birşey söylüyor demiyorum ama biraz ekleme yapıyor galiba. O da sembol isimlerden biri oldu 3 senedir. Portekizce öğrenmedik, hatta ettik diyip kapatalım geceyi...

4 yorum:

kutay dedi ki...

1-)bir gün sadettım saran gelırse, vladımırler, besnatsikler gelirse, o kulübün yeni samet'i sen olursun.

2-) tumani'yi sevmeyen ölsün. şu futbol ortamında 10 tane tumani olsa da kafamızı dinlesek. o ne dinginlik, o ne sakinlik, güler yüz, sempatik bir türkçe.. çok başarılı.

3-) fenerbahçe'nin şahsına münasır tercümanları serisi volkan ballı ile başlar. andersson'un tercümanı diye geldi, samandıra'nın şahı oldu..

highstanbul dedi ki...

"Tercüman diyince akla Samet geliyor artık. İtiraf edeyim bu hayatta en özendiğim insanların başında geliyor. Bilmiyorum habire takımla birlikte, bir yerden sonra hayatınızın tamamını işinizin oluşturması ne kadar iyi birşeydir ama sağında Alex, solunda Roberto Carlos, pek de şikayet ettiğini sanmıyorum."

Samet için aynı şeyleri düşünüyorum, futbol sohbet ortamlarında defalarca Samet kadar şanlı olmaktan konuştum, burada da duyunca demek ki herkez seviyor ve yerinde olmak istiyor. Bilmiyorum ama bence gerek GS gerek BJK taraftarı olan gerçek futbol severler de seviyor ve özeniyordur. Neyse, ben 3-5 birşey biliyorum ama sizlerin kaleminden okumak istediğim başka bir konu söylemeden duramicam, tam da yeri gelmişken, Samet'in Samet oluşu benim okuduklarım ve duyduklarıma göre çok ilginç ve enterasan bir yaşantı ve değişik tesadüf / kader / şans 'larla futbolseverlerin "sevgilisi" olmuş.

highstanbul dedi ki...

3-) fenerbahçe'nin şahsına münasır tercümanları serisi volkan ballı ile başlar. andersson'un tercümanı diye geldi, samandıra'nın şahı oldu..

bunu ilk defa duyuyorum, bi ara ister şahsi ister toplu olarak iki kelam bişiler anlatsan ya..

kutay dedi ki...

hangisini ilk defa duyuyorsun, tercüman olduğunu mu, samandıra'nın şahı olduğunu mu?

haşa aziz yıldırım varken kimse orada şah olamaz, hafif abarttım, lafın gelişi dedim yani..)