Cuma, Ekim 16

Blog mu Yazıyorsun Adsız Kardeş?


"İstanbul’a ayak basmadan kimse inanamamıştı Roberto Carlos’un transferine... Ama geldi, görkemli bir törenle Sarı-Lacivertli formayı sırtına geçirdi. Beklenen performansından uzaktı belki, ama yine de Fenerbahçe camiası onu karşılıksız sevdi ve baş tacı yaptı. Ancak sonra bir şeyler değişiverdi. Christoph Daum’un gelişiyle birlikte yedek kulübesine demir atmaya başlayan Brezilyalı yıldız, sık sık ayrılık sözleri etmeye başladı. Hem de öyle böyle değil... Bir gün çıktı “Eşim ülkemize dönmemizi istiyor” dedi... Ardından “Real Madrid’de bir sezon hiç para almadan oynarım” ifadesini kullandı... Ve son olarak Arjantin basınına verdiği demeçte de, San Lorenzo de Almagro kulübünden teklif aldığını ve bunu hemen kabul ettiğini söyledi. Ayakları susan yıldız, sürekli çenesini çalıştırır oldu. Tabii tüm bu açıklamalar, onu hâlâ sevmeye devam eden Sarı-Lacivertliler’i bir kez daha üzdü. Üstelik “San Lorenzo iyi düzeyde, çekici bir kulüp. Orada oynamak gurur verici, düşüncesi bile beni baştan çıkartıyor” sözü de ne oluyordu ki! Fenerbahçe’den bu bıkışın, Türkiye’den bu kaçış çabalarının nedeni neydi?"

Bu cümleleri bir blogger yazsa eyvallah deriz. Ama bu bir haber, yorum içeren bir yazı değil. Türkiye'nin en önde gelen gazetelerinden biri. Alışık olmadığımız bir dil. Kullanılan 3 noktalar (...), abartılı kelimeler (baş tacı, karşılıksız sevgiler), hesap soran ifadeler (sürekli çene çalıştırmak), tribüne oynamak (onu hala sevmeye devam eden), hesap sormalar (... sözü de ne oluyordu ki!).

Fenerbahçeli değilim ama bu hepimizin sorunu. Bu nedir allahaşkına? Sen haber vereceksin, insanların bilinç altını değiştirmeye çalışmayacaksın. Yorum yazacaksan, bir köşede yazarsın veya blog açarsın orada düşüncelerini koyarsın ortaya. RC, San Lorenzo'ya gitmek istedi de, eskiden de bunları demişti de, geç. Ne uzatıyorsun?

Ama biz bloggerlar olarak bunlara alışkın sayılırız. Haberin altında imza yok. Bloglara bırakılan Adsız yorumları yüzünden birçok blogger pes etti. Bu da onların ürünü sayılır. Aynı zihniyet. Kaçak dövüşme.

Habere gelirsek; San Lorenzo'da R.Carlos'u görmek hakikaten heyecan verici olur. Fenerbahçe için de daha hayırlı olur sanırım. Bir de BT'nin de dediği gibi yanlarında Samet olmayınca Brezilyalılar biraz farklı konuşuyor sanki.


Hiç yorum yok: